Sosyal Medya Ahlakı 2
Sevgili okurlar, her hafta bir makale yazarım niyetiyle başlamış idim sukut vaktine, lakin evdeki hesap sanal âleme uymadı. Tamam ben uymadım ya da uyduramadım diyelim, marifet iltifata tabi denmiştir a dostlar, size ne oldu da unuttunuz, bu molla nicedür duyu sual eylemezsüz?. Şevket kardeşim olmasa ne haldesin üstat diyen yok! Gerçi sizde haklısınız her tür muhtevanın arzı endam eylediği sosyal medya da Okkacızadenin başına bir hal gelse elbet duyardık diye düşündünüz zahir.
Bu vesile ile mevzumuza da face üzerinden dâhil olalım o vakit. İmdi ben bu faceye bir arkadaşımın tavsiyesi ile dâhil oldum. Malum insan sigaraya bile arkadaş hatırına başlar. Nice dostumun burada arzı endam eylediğini görünce taaccüp eyledim. Akşamları evini perdesini sıkı sıkıya örten dostlar facenin marifetiyle perdesini açmış en mahrem halleriyle orada hicaptan üryan, pazar eyler.
Akşam sofrasında yediğini paylaşanlar geçidi mübarek, mahremine çatal ucuyla pasta ikram edenler mi dersin, dost meclisin de çiğ köfte yoğuranlar mı dersin! Dağ başında yol boyunda kahvaltı molası verenler mi dersin… Ne tür fantezi ararsan tekmili birden zaman akışında sıraya geçmiş bizi de “like” layan yok bu deyu bekleşirler!
Adam sülalece falanca sanatçının konserine gitmiş, oda yetmemiş eşiyle, takımıyla taklavatıyla hizaya geçmiş, selfi çubuğu üzerinden faceye tekmil veriyor! Rabbim aklımıza mukayyet olsun.
Az sonra ameliyata gireceğim deyu hasta koltuğunu resmedenler, aha bu arkadaki az önce vefat eylemiş rahmetli dedemdir dua buyurun deyu selfi atanları görünce, bu iş nerede duracak merak ediyorum..
O da bir şey mi yahu! Ben geçen yıl hac zamanı Müzdelife’den Cemerat’a yürürken, face üzerinden canlı yayın yapan, “hacı” ile yan yana yürüdüm! O da yetmedi, tavaf da bir taraftan yürüyüp bir taraftan video kaydı yapan, selfi çeken yüzlerce hacı ile yanya döndüm, Kâbe’ye yüz sürdüm.
Belki sizde rast geldiniz. Sosyal medyada elden ele dolaştı, tavaf alanında bir deli kanlı yavuklusunun önünde diz çöküp ona evlilik ilanında bulunmuş idi. Hadi O böyle bir “densizlik” etti diyelim. Bu videoyu yükleyene ne demeli! Arkadaşlar edep yahu!! Sosyal medyada mahremiyet erozyonu dehşet verici boyutlarda..
Bir de bütün sosyal medya platformlarının ortak davranış şekli, sahte isim üzerinden sin kaflı konuşmak. Birisi bir paylaşım yapıyor, katılırsınız ya da katılmazsınız. Yalan veya yanlış her neyse. Yazanın ukalalığını, cahilliğini pervasızlığını şuraya koyalım. Altına ağza alınmayacak küfürler hakaretler yazılıyor..
Geçenlerde bir whatsup gurubunda da şahit oldum, üstelik adı sanı belli bir arkadaş diğer arkadaşımıza ağır hakaret etti.. Burada bir patoloji var. Hep birlikte buna karşı durmalıyız yoksa bu pislik hepimize bulaşır, normalleşir. Ahlaklı davranmak, mahremiyet marjinalleşir. Bedelini bizden sonraki kuşaklar öder..
Bir önemli uyarıya paylaşımlar konusunda yapmak istiyorum. Adamın birisi bir hadis diye bir not paylaşıyor, ya da falanca yerde Suriyelilere zulüm diye resim paylaşıyor, bu örnekler çoğaltılabilir. Paylaşım hoşumuza gidiyor, işimize geliyorsa, aslı astarı var mıdır, demeden paylaşıyoruz. Belki bir yalana, belki bir iftiraya hizmet ediyorsun bilader bir dur bir nefes al!
Ezcümle sosyal medya büyük bir erozyon unsuru olarak ahlakımızı aşındırmaya, idrak sistemimizi enfekte etmeye devam ediyor. Tamam, kaçınılmaz olarak çeşitli bahanelerle, bir takım maslahatlarla, bazen de görev icabı bu platformları kullanıyoruz, eyvallah. O zaman tedbirli çıkalım a dostlar. Ne bileyim sokakta çamur var tamam o zaman çizme ile çıkalım sokağa, paçamıza çamur bulaşmasın. Yağmur var eyvallah da donumuza kadar ıslanmaya teşne olmayalım, şemsiye alalım yanımıza. Her şeyden önemlisi, dostlarımızı kardeşlerimiz ikaz edelim, özelden ama herkesin içinde utandırmayalım, biz dahi hata eder isek dostlarımıza kulak verelim. Ne demiştir kadim geleneğimiz: “Dost acı söyler”