Lavabodayım (Şevket HÜNER)
Konuşurken kullandığımız kelimeler aslında hangi devirde yaşadığımızı en açık göstergesidir. Hangi saiklerin hayatı yönlendirdiğini merak edenin konuşulan lisana kulak vermesi kâfidir. Üstelik kelimeler ortak kullanım mekânlarından bağımsız değildir. Mekânlar ve oluşturduğu sözcükler adeta o devri yansıtan bir aynadır.
Dedeler def-i hacet edecekleri zaman abdesthaneye giderlerdi. Abdesthane evin bahçesinde yani ayrı bir mekândı. Nerede olduğu sorulduğunda ‘Abdest bozmaya gitti’ derlerdi. Abdesthane, içinde konuşulmayan mekândı. Kapıyı tıklatana öksürerek cevap verilirdi. Eve ulaşana kadar istibra gerçekleştiğinden direk abdest alınabilirdi. Zaten telefon olmadığından aranınca neden cevap verilemediğinin izahı lüzumsuzdu.
Babalar ihtiyaç gidermek için tuvalete geçer oldular. Tuvalet apartman dairesinin içinde ve kapısına bir musluk ve altına tekne konmuştu. Üstelik alafranga ve alaturka seçenekleri, oturulan semtin hangi yöne doğrultulmuş olduğunun göstergesiydi. Nerede bulunulduğu sorulduğunda “İhtiyaç gidermek için tuvalette ” denirdi. Tuvalet, konuşulmayan ama televizyon sesinin ulaştığı mekândı. Çıkılınca teknede ellerini sabunlayanların abdest öncesi, yöresine göre farklı zıplayışlar gerçekleştirmesi istibrayı andırmasına karşın bir isim bulamadan tarihe karıştı. Tuvaletin kapısının üzerindeki camdan sızan ışık dolu mu boş mu olduğunu en açık göstergesiydi. Gelişen ticari hayatın getirdiği umumi tuvaletlerde ihtiyacın giderilmesi, küçük ve büyük olarak ayrı ayrı ücretlendirilir olmuştu. Evlere yeni giren sabit telefonlarda ahize kordonuyla kısıtlanan görüşmeler gerçekleşiyordu. Telefon çalınınca evde olan biri bakar ve tuvalette olan aranıyorsa mahcup ifadelerle ‘o sizi birazdan arar’ denirdi. Arayan da nerede olduğunu merak etmez anlayışla karşılar kesinlikle ısrar etmezdi.
Çocuklar sıkışınca lavaboya gider oldular. TOKİ ‘sel bloklarda, duşa kabin, alafranga klozet, el yıkama teknesi, çamaşır makinasının tamamının kapladığı alana lavabo diye adlandırdı mimarlar. Lavabodaydım diyenlerin bu çok amaçlı mekânlarda ne yaptığının anlaşılması için bir soru yeterli olmaz. Ancak ikinci soruya cevap veremeyenin bir sıkışıklık geçirdiği sezilir. Klozet sıkışanlara kitap okuma ve kulaklıkla müzik dinleme olanağı sunar(!) Lavabo kapısını tıklatanların bu çok işlevli mekândan ne yapmak istediklerini anlatan sözcükler, daralan lisanı genişlemeye mecbur bıraktı. Mekânın darlığı ve tavanın basıklığı, abdest öncesi zıplama aktivitesini engellediğinden istibra yeni bir çehreye bürünmeden ilmihalin tozlu sayfalarına karıştı. Her zaman ve mekânda terk edilmezlerden olan internetli smart cep telefonlarıyla klozet üstündeyken WhatsApp’ınıza düşenleri kontrol etmenize mani değil(!) Ama ya bu sırada görüntülü bir arama isteği ile karşılaşılırsa ne yapılacağı mızraklı ilmihalin son baskısında yer almıyor. İşte bu zor durumu atlatmak için telefonunuz karşı tarafa “şu anda toplantıdayım” mesajını iletiyor veya lavaboda olduğum için telefona bakamadım söylemi karşı tarafa yetiyor.
Torunların bu mecburi duruma ve mekânlara ne ad verecekleri ise 2023 sonrasına kaldı…
Bense sur içindeki eski dairemde lavabo ve tuvalet ayrı yerlerde, lavaboda ya ellerimi yıkıyorum ya da abdest alıyorum. Bunun için aradığımda telefonuma lavaboda olduğundan dolayı cevap veremeyenleri anlamakta güçlük çekiyorum…