Kur’an’i Protokoller
Kimin üst, kimin ast olduğunu belirten, bu konudaki sorumlulukları unvanlarla kesinleştiren, hayatı bu sıralamaya göre düzenleyen kurallar bütününe protokol denir. ‘Herkes yerini bilecek’,‘ ‘Ayaklar baş, başlar ayak oldu’, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ gibi tabirler, aşağıdan yukarıya tanımlanan protokol piramidinin göstergeleridir. Bu sistemde herkesin tek hayali, daha yukarıdaki protokole ulaşmaktır. Herkes evladının daha da yükselteceği bir protokolün sahibi olması için ömrünü heba eder. Bu sistemde işlenen suçların
bile ana gayesi, protokol piramidinin merdivenlerini çok hızlı çıkabilme ve kanunlar üstü sayılarak dokunulmazlık zırhını kuşanabilmektir. Üste çıkma isteği rekabeti bu da sizin dışınızdaki herkesi rakip görmeyi zorunlu kılar. Piramit protokolünde kardeşliğin, merhametin, paylaşmanın ve adaletin adı anılır ama mahiyeti ast / üst ilişkisine uygun revize edilmiştir.
“Ben ateştenim o ise topraktan. Ben ondan üstün olduğum halde ne diye ona saygı göstereceğim” diye kibirlenen iblis, şeytan unvanını almış ve kovulmuştur. Bunun üzerine o andan itibaren kıyamete kadar, insanı şükretmez bir nanköre çeviren protokol piramidini inşa etmeye başlamıştır. İnsanın insanı, unvanlar üzerinden aşağılaması şeklinde tezahür eden tüm protokoller insanı şeytanlaştırır. Protokol piramidin tepesinde ‘İşte ben sizin en yüce Rabbinizim’ (Naziat / 24) diyen firavun oturmaktadır.
Protokol piramidinde insanların yerini unvanlar belirler. Burada astlardan istenen kendisine değil unvanına saygı göstermesidir. Unvan sahipleri, astlarına karşı bir sorumluluk beslemezler hatta onları hor ve hakir gördükçe ona duyulan saygı(!) artar. Alttakiler aşağılanmaya aldırmaz, onlar protokol yükselten fırsatları kollarlar. Astların istediği bir gün üst olurlarsa onların da önünde iki büklüm duracak yalakaların sağlayacağı tatmin duygusuna ulaşmaktır. Protokolde yerini kaybeden veya rakiplerine yenilenlerin hayatı anlamsızlaşır ki bu da onları intihara meyilli kılar.
Piramit protokolüne uygun tasarlanmış devlet yapılanmasında sağcı, solcu veya İslamcı olmanızın bir farkı yoktur. Bu merdivenleri çıkan herkes belirlenen protokollere uydurularak yavaş yavaş iddialarından vaz geçirilir. Hatta gün gelir o iddiayı dillendirenlerin en azılı düşmanı kesilirler. Bu protokole tabi olan cemaatler, cemiyetler, STK’lar da yeniden dizayn edilip buna uyum sağlarlar. Protokolde üst sıralardaki elemanları devşiremeyenler bu sefer de sayılarının çokluğu ile unvanlanırlar.
Kuran’a göre protokoller yukarıdan aşağıya doğrudur. Resulullah(sav) soyundan ve ticari kazancından dolayı Mekke aristokrasisine göre belirlenmiş her türlü statüyü ve protokolü reddetmiştir. O peygamberliği bir unvan olarak değil sorumluluk olarak görmüş ve ömrünü ihtiyaç sahiplerine, dullara, yetimlere, yaşlılara, evsizlere ve güçsüzlere sahip çıkarak geçirmiştir. Allah onu bu göreve getirerek Mekke’de ki müşrik aristokrasi protokol piramidini de, Medine’deki Yahudi protokol piramidini de yerle bir etmiştir. Mesela Mescidi Nebideki daimi komşuları işsiz ve bekâr erkekler ashab-ı suffa idi.
Kuran’daki takva temeline dayanan protokol ayetlerinden bir örnek vermek istersek…
Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve ana babaya iyi davranmanıza hükmetmiştir. Eğer, onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlayacak olurlarsa, onlara “Öf” bile deme! Onları azarlama. Onlara gönül alıcı güzel söz söyle. (İsra / 23)
Anne ile baban ihtiyarlayıp bakımına muhtaç hale geldiklerinde uygulanacak protokolün ana maddesi ‘Öf’ bile demeden, saygı ve sevgi ile sahip çıkmaktır. Bu protokol Allah’ın emri olduğu için insanın seçimine bırakılmamıştır. Bu protokole uyanların çocukları da, gün gelip onlar yaşlanınca aynı protokol gereği saygı ve sevgi ile davranacaklardır. Böylece protokoller örneklik üzerinden devam edecektir.
Bu örnekleri çoğaltmak isteyeni, bu gözle kendisinin felaha erdirecek ve sahte ilahlara veya sistemlere kul olmasını önleyecek protokolleri öğrenip uygulamak için Kuran’ı hatmetmelidir.
Piramit protokollerinin dayattığı unvanları edinmeyen veya onların belirlediği sınırlara riayet etmeyenler, diğerlerine örnek olmaması için rahat yüzü gösterilmezler. Ama unvanları değil de kulluk sorumlulukları gereği Kurani protokolleri uygulamayanlar ise şeytanın yandaşları olarak dayanılmaz ve bitimsiz bir azaba mahkûm olacaklardır.
Piramit protokolüne tabi olanların çevresini kendinden daha güçlü üst protokolden biriler, oluşturur. Takva protokolüne uyanların çevrelerinde onlara ihtiyaç hissedenlerce oluşturulur. Müşriklerin Resulullah ile anlaşma zemini oluşturmak için ön şartları “etrafındaki ayak takımını kov” şeklindedir. Fakat Kuran’da bahsi geçen bütün Nebi ve Resuller bu kibir dolu teklifi reddetmişlerdir.
Dostum sana dayatılan, fıtratına uymayan, günden güne köleleştiren, Allah’ın kulu olduğunu ve bir gün sadece Ona hesap vereceğini unutturan protokollerin bir parçası olma. Unvanlarla değil sorumluluk ve liyakat sahiplerince şekillenecek bir hayatı fıtratına uygun mümince yaşamak için diren. Diren ki sen de Resulullah’ın(sav) izinde mazlumların ve mağdurların ümidi olasın…