Düşünce

Hanımları Anlama Kılavuzu

Geçen sayıda erkekleri anlama konusunda kılavuzu olabilecek bir deneme yazmıştık. Bu kez daha zorlu bir başlıkla karşınızdayım. O kadar zorlu ki daha başında kızları anlama kılavuzu mu demeliyim yoksa kadınları anlama kılavuzu mu demeliyim konusunda bile tereddüdü aşmam bir haftamı aldı. Sonunda hanımları anlama kılavuzu başlığında karar kıldım. Hanım kelimesinin daha kapsayıcı ve nezaketli olduğunu düşünüyorum o halde bismillah deyip başlayalım.

Hanımları anlamanın erkekleri anlamaktan daha müşkül olduğu konusunda sanırım ümmetin icması mevcuttur. Hatta bunun mümkün olmadığına dair fıkra kültürümüz de epeyce zengindir. Bendeniz bunun tamamen mümkün olmasa da imkânsız da olmadığını düşünenlerdenim, yoksa böyle bir makale yazmaya kalkışmazdım.

Yeni evlenecek genç erkeklere birinci ve en önemli tavsiyem. Eşinizin gözünün içine sevgiyle, tebessümle bakın ve mutlaka sözün güzelini seçin. Erkelerin kalbine giden yol midesinden geçer denmiştir, İstisnalar olsa da doğrudur. Hanımların kalbine giden yol ise bence kulaklarından geçer ve belki çok iddialı olacak ama istisnası da yoktur.

Genç kızlar çoğunlukla yüksek doz romantik olur, sizi beyaz atlı presle yarıştırırlar. Günde üç güzel söz mümkünse bir dört mısralık şiir söyleseniz makbul olur. Sabredin zamanla geçer, ama davranışlarınızda bu hep aklınızda olsun. Zamanla romantizm azalır, daha akılcı olmaya başlarlar, bu sizi şaşırtmasın ve hemen de gevşemeyin çünkü bu level daha zorludur. Romantik beklentiler düşük düzeyde de olsa devam eder ve gittikçe sizi çözme konusunda da uzmanlaşırlar. Üzgün müsünüz, hasta mısınız, onlardan önemli ya da önemsiz bir şey mi saklıyorsunuz şıp diye anlarlar. Bu aşamada güven konusuna dikkatinizi çekerim. Karşılıklı güven evlilikte en önemli şeydir arkadaşlar, asla bunu kaybedecek bir şey yapmayın. Yalanın beyazına dahi tahammülleri yoktur. Evliliklerde en önemli çatlak güven kaybıyla başlar ve artçı şoklar da yıkılması mukadder olur.

Evlilikte, özellikle farklı şehirlerden dolayısıyla farklı kültürlerden ve farklı gelir düzeyinde evlilikler en zor evliliklerdir. Hele de kız tarafı daha varlıklı veya eğitimliyse, böyle bir kıza kara sevda ile bağlandı iseniz sorun yok zaten her türlü katlanırsınız, değilse uzak durun derim. Bazen aynı kültürden olsanız bile karakter ve alışkanlıklar yüzünden uyum problemi yaşayabilirsiniz. Biriniz ekşiyi sever diğeriniz tatlıyı, bazınız gezmeyi sever bazınız evde oturmayı. Sabırlı olmalı orta noktayı bulmalısınız, asla birbirinizin taleplerine sırtını dönmeyin.

Bir diğer önemli fark ise hanımlar ima ederek konuşmayı çok sever, erkekler ise nettir, mesela açım diyorsa açtır. Hanımlar asla açım demez, en doğrudan konuşanı pek aç değilim der. Hep bir ima, hep bir gönderme. Mesela “bu kış çok soğuk geçecekmiş” dese, bana bir manto al demek istiyor olabilir. Uyanık olacaksın, pür dikkat kesileceksin.

Dağınıklıktan zinhar hoşlanmazlar, evde oturan adamdan da haz etmezler. Bana yemek yaparken yardım etmiyorsun diye çemkirip, soğan öylemi doğranır, marulun yapraklarını niye iri doğradın, ona o kadar tuz mu dökülür diye kapı dışarı edilmen muhtemeldir. Olsun sen itiraz etme gel deyince gel, git deyince git. Hikmetinden sual olunmaz.

Büyük çoğunluk kadınların hayvanlara karşı acayip zaafları vardır. Misal kediden hoşlanıyorlarsa şanslısınız. Hele de ev hanımıysa eşiniz, eve mutlaka bir kedi alın, size de iyi gelecek bana dua edeceksiniz. Hayvanlar topraktan uzak kalan şehir insanları için vazgeçilmez topraklama hatlarıdır. Ancak bir konu da sizi ikaz etmeliyim. Eğer eşiniz karasız çocuğunuz istiyorsa asla almayın, çocuğunuzun hevesi geçer hanımınızda zahmetine katlamak istemez sonra hayvanı sokağa bırakır onun günahına girersiniz.

Hanımların bir ortak özelliği de asla unutmamalıdır. Maliye bakanlığı gibidirler, yıllar önce yaptığınız, en ufak bir şekilde hatırlamadığınız bir olayın faturası, ummadığınız bir anda önünüze konur. Sen filanca zaman da feşmekan olayda şöyle demiştin, böyle yapmıştın deyip hesabını sorarlar. Özür dilerim hatırlamıyorum yaptıysam da özür dilerim deseniz de para etmez. O fatura hiçbir zaman ödenmez. Naçar boyun bükeceksiniz…

Hanımlar için konuşmak bir terapi gibidir. Sizinle incik boncuk her mevzuyu konuşmak isterler. Yeni evli erkeklerin ilk bocaladıkları nokta burasıdır. Biz erkekler çözüm odaklı olduğumuzdan her konuya çözülecek bir problem olarak bakarız. Hanımlar ise öyle değildir, paylaşım odaklı bakarlar. Bu çoğunlukla ilişkilerde iletişim problemi doğurur. Yeni evli erkeklere tavsiyem, eşinizin her anlattığı konuyu çözmeye çalışmayın, illa çözün diye anlatmıyordur zaten. Çoğunlukla isteği sizinle paylaşmaktır. Sessizce dinleyin ve eğer çöze bileceğiniz bir şeyse çözün, değilse sadece dinleyin ve onunla o duyguyu ve anı paylaşın bu onu çok mutlu edecektir. Ona sakın paylaşımı için kızmayın bu konuda ben ne yapabilirim ki? Diye terslemeyin onu çok incitirsiniz.

Hanımlar duygusal ve detaycıdır. Estetik duyguları erkeklere daha gelişmiştir. Özellikle de ev eşyaları onlar için çok önemli ve vazgeçilmezdir. Alışverişe bayılırlar, bir günde on dükkân gezebilirler. O yüzden bu estetik duygularını tatmin etmeleri ve aşıl veriş isteklerini tatmin edecekleri bir sanat dalı ile ilgilenmeliler (eski kuşakların dikiş nakış ve örgü ile ilgilenmelerini bu çerçevede çok doğru ve anlamlı buluyorum). “İnsan nefsini oyalamalı yoksa nefsi onu oyalar” kavlince nefsimize doğru oyalanma alanları oluşturmalıyız.

Zamane kızlarının en önemli handikabı bir şekilde feminizm virüsünü kapmış olmalarıdır. En steril olanı dahi annesinden kendini kocana ezdirme konusunda tembihlidir. Evlilik kurumuna kızlarını savaşa hazırlayan asker gibi yetiştiren çok sayıda aile biliyorum. Konumuz aile olmadığı için bu konuya başka yazıda dönmek için mim koyuyorum. Bir başka yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla…

Bir cevap yazın